i here without baby but your still on my lonely mind i think about you baby and I dream about you all the time i here without you baby but your still with me in my dreams and tonight it only you and me...

1/31/2010

Karar Veremeden Mecburi Karar Verme

Karar vermeme pek gerek kalmadı artık...Bugün y ile buluştuk yine eğlendim güldüm.Hatta Floryada oturmasına rağmen benimle Kadıköye kadar gelecekti bile ama eve dönmesi gerektiği için gelemedi...Haftaya görüşmeye karar verdik bu sefer Büyük Adaya gideceğiz.Bu sefer içimde ne varsa söylemek istiyorum pek önemi kalmadı nasıl olsa.Eve gelene kadar ve geldikten sonra bile onu düşündüm.Erkek arkadaşım mesaj attığında içimden okumak bile gelmedi.Yine yağmur vardı bugün...Yine o yanımdaydı bu sefer korkularımı bir kenara bırakarak yolda koluna girdim ilk defa kelimeleri düşünmedim ilk defa onun yanında mutlu oduğumu söyledim...Vapur bekledi yağmurda benimle yüzüme çarpan yağmur damlalarını sildi...Aslında mutluydum ama içten içede ağlıyordum ve bi an elinden tutup silme onlar dışa vuramadığım binlerce su damlası demek istedim...Evet bugün bir tek bunu yapamadım.Giderken kokusunu içime kadar çektim lazım olacak bundan snra.Neden mi?Çünkü başka bir okula geçiş yaptı...Mesafeler giriyor araya...Bugün hep mesafelerden konuştuk sanki yıllardır sevgiliymişiz gibi...Beraber mendil satan çocuklardan mendil aldık dönerken akan tüm sümüklerime rağmen elime her seferinde o mendil gelmesine rağmen kullanmadım.Sanki o mendiller biterse onunda biteceğinden korktum.Şimdiden özledim onu...Ne kötü iki tarafta birbirine bir şeyler hissederken hissettiklerini söyleyememek...Onun ki ise daha kötü...Neyse bakalım zamanın içinde ne kadar kaybolmaya devam edeceğim...

1/30/2010

Hala bi karar veremedim.Daha doğrusu kararı verdim gibi y'de sordu onada söyledim.Artık arkadaşız ama yinede kararsızım.Yeni bi ilişkiye başlayamam hemen.Erkek arkadaşımınında alışkanlıklarını öğrenmişken...Yarın y ile buluşacağım davranışları nasıl olacak??Dün gece rüyamda aldatılıyordum.Anniiaammm sabah kalkınca o kadar kötü oldum ki...Tövbe allam bi daha yapmıcaamm desemde yine mesaj attım.Cidden kafam karışık.Hani duygularından emin olamama durumu deği bu şu an ikisinide kafamda ölçüp tartıyorum sürekli hafif mantık katmaya çalışıyorum ama kattıkça daha çok mantıksızlaşıyor.Neyse artık bakalım yarın neler olacak çok merak ediyorum.
Son bi şey daha bu gün erkek arkadaşımla 3 ay oldu ve pişmanlıkta değilde garip bir duygu içerisindeyim...

1/28/2010

Pişmanlık ve Karar Verme Durumlarım

Bu sefer oflayarak başlamıyorum yazıma.Onu bile yapacak halim yok neredeyse.Kırgınım,yorgunum,yarı mutsuzum,sıkıntıdan patlıyorum...En kötüsüde pişman olmaya başladım..Daha karar vermedim ama sevgilimle her şey normale döndü gibi.En çok şaşırdığım nokta ise annesiyle bir anda telefonda konuşmam.Beklemiyordum ondan bu kadarını ve çok özledi hissediyorum bunu...Bende onu özledim sanırım sürekli arayıp sesni duyunca rahatlıyorum yaptıklarımı düşününce kalbimde bir acı hissediyorum.İlk defa beklemekten umudu kestiğim sözleri söyledi ilk defa bu kadar mutlu oldum ilk defa onu kaybetmekten bu kadar korktum...Diğerine gelince...Önce derin bir nefes almalıyım...Mesajlaşıyoruz ama bu sefer yüzümde güller açmıyor belki de 1 haftada iyice kafamda ölçtüm.İtiraf ediyorum kendini fazla beğenmiş bu korkuttu gözümü belki...Buluşmaya karar verdik.Sinemaya gideceğiz ve istediğim zamanı doldurdum sanırım.Bilmiyorum belki o buluşmadan sonra tam karar veririm ama şu an tırsma durumuna geçtim ya sevgilim öğrenirse diye.Her dizide filmde aldatma teması kafayı yemek üzereyim!:(
Tam karar vermedim ama özlemek bazen işe yararmış.Don Kişota gelince hala tık yok.Arkadaşım olarak kabul ettim galiba.Eminde değilim...Görmek karar vermekte oldukça etkili...Şimdi en geç çarşambaya kadar beklemedeyim ondan sonra ki olaylar neler olur bilemem ama umarım hiç kimse üzülmez...
P.S:O çocukla igili bu kadar karamsarlığa düşmemde en büyük neden numaramı kaybetmesi benim mal gibi ha şimdi mesaj atacak ha şimdi arayacak diye bekleyip durmam.Msnde olmasam 1 hafta beklerdim...

1/21/2010

Paramparça Aşklar....


Oooffff!..Kafam çok karışık.Sanki köşeye sıkıştırıldım gibi.Bi de karar veremiyorum hiç bi şeye ama kararda vermem lazım.Şimdi olay benim garip aşk hayatım.Don Kişot ayrı bi mesele bakalım tatilde buluşacağız...Neyse o öyle bi kenarda dursun onu sonra ele alırım.Şimdi benim 2.5 aydır bir sevgilim var her şey iyi güzel gibi ama 4 duvar arasında yaşıyoruz ve ben artık çok sıkıldım.Zaten 2 önceki yazımdada yazmıştım özelimiz diye hiç bir şey kalmadı.Dışarı çıkınca ayrı gayrı takılıyoruz filan.Seviyor muyum bilmiyorum ama sevgili işte.Evli gibiyiz her gün derste ne pişirsem diye düşünüp duruyorum odaya gel bulaşık yıka yatağı topla yemek yap sevişelim yat uyu...İlişkimiz bunun üzerine kurulu.Dışarda da bir hayat var tabi ki bu hayatı biraz geç keşfettim sanki.Bi gün sınıftaki yakın arkadaşımla içmeye gidecektik yanında bi arkadaşı gelecekti bende erkek arkadaşımla halka açılacaktım.Tamam gelsin dedim.Geldi muhabbet filan hoş sonra bara gidelim dedik ortada erkek arkadaşım yok daha halı sahada maç yapıyor...Eğleniyoruz biz sonra o çocuk dışarı sigara içmeye çağırdı gittim çocuk iltifatlar filan ediyor hoşumada gitti alla var hoş çocuk yani kampüs göt kadar olduğu için hemen hemen tüm kızların ilgisini çekebiliyor bi de adında ve soyadında y harfi var.Biz çocukla muhabbet bağına girdik sonra içeri geçtik.Saat 12 oldu benim sevgilim hala yok ortada biz eğleniyoruz dans ediyoruz...Neyse 12.30a doğru geldi selamlaştı ve arkadaşlarının yanına geçti.Bi dumur oldum orada...Bende hiç bozuntuya vermedim hala çocukla dans ediyorum sigara içmeye çıkıyorum benim odunumdan hala tık yok.Sonra odalara dağıldık biz kavga gürültü...Sonra hooppp sevişti her şey toz pembe...Ben o çocukla yakınlaştım yağmurda yürüdük gece dışarı çıktık.Bi bakıma sevgilimin yapamadıklarını yaptım bi süre sonra onu düşünür oldum....Geçen gün benim akıllı sevgilim msn konuşmalarımızı okumuş ona yemek yapacaktım filan sinirlendi ayırlmaya kalktı ağıza alınmayacak hakaretler etti sonra yine hooppp öpüş koklaş her şey yine tız pembe.Hı bi de çocuğa zorla mesaj attırtı artık görüşmeyelim diye...Neyse işte...Bu yaşadığı yere döndü ama benim içim içimi yiyor...O çocukla konuşmalıyım diye.Bizi tanıştıracak olan arkadaş gelecekti bize sonra çocuk onu arada napıyorsun filan diye sonra telefonu ben aldım gel yemek yiyoruz diye geldi.Sonra arkadaşım bizi başbaşa bıraktı...Zaten içmiştik içinden tüm gelenleri söyledi.İtiraf ediyorum kimsenin daha önce söylemediklerini.Onun yanındayken benim gerizekalı oda arkadaşımdan bir mesaj (kendisi İstanbula döndü):Odada neler oluyor ne yapmaya çalışıyorsun.Erkek arkadaşımla kavga ettikten sonra tüm konuşmalar açık kalmış bilgisayarımda bilgisayarı bozulduğu için benimkini kullanıyordu tüm konuşmaları okumuş.Zaten dün sevgilisine kal bizde kal diyip durdu kendi gittti hala sevgilisine gel bizde kal diyor.Sıkıldım artık tuvallette üstümü değiştirmekten filan.Şimdi aklım çok karışık...Kafamda bir sürü soru var.Evet bir bakıma bende suçluyum ama her şeyimiz o çocukla uyuşuyor.Gezmeyi tozmayı şiirleri çok seviyor,düşünce yapımız aynı en azından odanın dışında bana hayat sunabiliyor.Artık eve gittiğimde güzel bir karar veriririm umarım...Ama farkındayımda hiç birşey eskisi gibi olmayacak...

1/04/2010

İçinde Kaybolduğum Zaman

Yine sıkılmaca durumları,hiç bir şeye konsantre olamamak...Aklında milyonlarca plan,3 saniye içinde binlerce düşünce...Hayat yine zorlamaya başladı yine kabak tadını almaya başladım...Bedenim hep burada da aklımı bir türlü getiremiyorum bulunduğum noktaya.Bastırılmış bir kişi ya da kişilik ya da içinde ukte kalmış bir insan?Düşünmemek daha fazla anı yaşamak.Anı yaşarken zamanın içinde kaybolmak...Kaybolmanın dışında yok olma isteği...Her gece kabuslar görüp kan ter içinde uyanmak ya da en güzel rüyadan sonra ki uykuna gerçek miydi diye düşünerek dalmak...İkilemler arasında erimek,paranoyaklığa vurmak.Bir çıkış kapısı aramak ve çıktığın kapıyı sonuna kadar kapatmak...Bazen kendini bulamamak,eğleniyor musun yoksa gerçekten mutsuz musun?Bu sorunun cevabını bulamamak...Zamanında güzel gelen şeylerin zamanla görev haline dönüşmesi...Robotlaşmış 1 avuç insan...Zamanın içinden birinden bahsederken gözlerinin içi gülmesi ve onu hayal etmek...Sonra gözlerinin dolması....Yapacak çok şey varken hiç birini yapmamak ya da hayallerin için çabalamamak....Boş bıraksalar 1 hafta bulsa insan kendini...Benim için bu hiç böyle olmadı.Dış baskılar bilmem ne derken hayaller uçtu gitti.Şimdi sudan çıkmış balık misali parçaları birleştiremiyorum bir türlü...Ama biliyorum her geçen gün benim alehime...Artık bir şey bulmam lazım ya da kendimi keşfetmem lazım...Boş olduğunu bile bile birleştirmeliyim hayatımdaki binlerce parçayı bulmalıyım saçma ya da gerçek doğrularımı.Yine zaman verdim kendime belki mutsuzluğuma doğru yürürüm belki mutluluğa kapı açarım tabi yine işin içine bir kaç dış baskı eklemeden olmaz...Ama artık ne olursa olsun ben yine eski ben olup kendi doğrularımda karar kılmalıyım....

1/02/2010

Sıkıntılar ve Adam Öldürme İsteklerim

Sınavlar bilmem neler derken hayattan iyicene bıkmış oldum.Hayattan değil aslında şu bulunduğum yerden.Her şey normal gibi 2 aydır bir sevgilim var arkadaşlarımla aram iyi ilk midterm'ü kaçırmış olsamda notlarım iyi ama eksik bir şey var hayatımda ya da beni bunaltan.Erkek arkadaşımla 2 aydır çıkıyoruz ve hala halka açılamadık şu 1 haftaya kadar her şey mükemmeldi ama ufak sorunları anlatmadığım için birikti bazen öpmek bile istemiyorum.Oda arkadaşımla aram süper ama bazen öyle anlar geliyor ki...Onun dersi 12.30da bitiyor ve sadece 4 saat ders görüyor bense sabah 8.40ta br başlıyor 15.30da bitiyor.Odaya bir geliyorum bulaşıklar duruyor yemek yapılmamış ve sevgilisiyle fosur fosur uyuyorlar.Şeytan bazen bırak toplama yemek söyle kendine ne yaparlarsa yapsınlar diyor ama yapamaıyorum işte.O yorgunlukla çantamı bırakır bırakmaz hemen bulaşığa ve yemeğe girişiyorum.En sinir olduğumda erkek arkadaşım filan geldiğinde biz yaptık demesi.O an ağzıma ne geliyorsa sövmek istiyorum.Bir de arada canı isterse kalkıp yemek yapıyor ve o zaman bana bulaşıklar elirden öper demiyor mu?işte o zaman tabakları kafasında kırasım geliyor.Bazen o ve ben erkek arkadaşlarımızla sevişmek istediğimizde odadan bir çift çıkmak zorunda ama bunların kılını kıpırdatmaya niyeti yok.Bir de utanmadan beraber yapalım diyorlar.Oldu canım iş gruba kadar gitsin.Mecburen biz çıkıyoruz ve o soğukta 1-1.5 saat boyunca bekliyoruz.Bazen telefonla arayıp rahatsız etmek istiyorum!Sıra bize gelince 15 dak.sonra alacaklı gibi kapıyı çalmalar...Tabi bir de bu tüm olanların arasında Don Kişot var.Geçen gün msnde konuşurken ben her şeyin farkındayım dedi.Sanki ilişkimi kasteder gibi.Yılbaşında mesaj attım ve cevabının sonunda 2010da da 2009da buluştuğumuz kadar sık buluşuruz umarım dedi.Şimdi İstanbula gitmeme 20 gün kaldı bakalım ne olacak gidince ve bakalım 20 gün içinde neler yaşayacağız....